Yaşam

Türk Mitolojisinin Batı Kültürüne Ait Olduğu Sanılan Vampirlerin Kökeni Olduğunu Biliyor Muydunuz?

Havalı kıyafetleriyle yeni bir moda akımı yaratan, gün ışığından kaçıp sadece geceleri ava çıkan, kan emerek beslenir;Gotik edebiyatın temeli, sinemanın gözdesi vampirler…

Ne de olsa insanlığın hayal gücü modern bir şey değil. kelime bile doğaüstü kavramlar Yaratmak söz konusu olduğunda atalarımızın bizden çok daha iyi şeyler yaptığını söyleyebiliriz. Vampir masalları, insanları nesiller boyunca rahatsız eden güçlü mitlerin küçük bir modülüdür.

Vampir değil, “upir”!

Kaynağını halkın kültüründen ve içinde yaşadığı coğrafyadan alan halk inanışları, gerçeklikten ne kadar uzak olursa olsun; o sırada insanların hayatında var olan gerçekkavram olarak görülmektedir.

Dinleyenler de anlatanlar da bunları gerçek kabul eder. Bugün, bu tarz inançların çoğu güvenilirliğini yitirmiş olsa daVarlığına inanmaya devam eden bir kitle olduğunu inkar edemeyiz.

Bu inançlardan biri de Eski Kazan Türklerinin (Tatarların) günlük yaşamının bir parçasıdır. Güç kaynağı . Evliya Çelebi, günümüzde “vampir” kelimesine evrilen bu kelimenin Tatar topraklarından gelen Türkçe bir kelime olduğundan bahseder. Yani aslında Güç kaynağıBir kelimeyle süper,Günümüz vampir fenomeninin temelini oluşturur.

Ubir ismi nereden geliyor?

Vampir kelimesi eski Türkçe kökenlidir. “öpmek” fiilden gelir. Sesli harf değişimleriyle “öpmek” halini alan bu kelimenin eski Türkçe anlamı “yutmak, emmek, içine çekmek” şeklindedir. Yani hayatta kalmak için kan emen upirler için oldukça makul bir isim. Çuvaş Türkleri bu yaratığı yendi, Özbekler upir, Osmanlı Slavları upir, Tatarlar ubersöz konusu.

Ubir daha sonra obur oldu. Oburların en değerli özelliği sürekli aç olmaları ve yediklerinden/içtiklerinden doymamalarıdır. Bu nedenle bu canlılara obur denilmiş olmalıdır. Tatarlar bile “Ubir doysa da doymaz”Hatta bir terim var.

Hayal gücü modern zamanlara ait bir şey değil.

17. yüzyılın her karışını dolaşan ve dönemin farklı yörelerdeki inançları, kültürleri ve yemekleri hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayan seyyah Evliya Çelebi, Seyahat KitabındaUpir’den bahsedildiği önemli bir kaynaktır.

Çelebi’nin bizzat şahit olduğunu iddia ettiği upir hikâyesi, Seyahatname’de anlatıldığı şekliyle, o zamana kadar putperestliğe dayalı çok tanrılı dinlere inanan bir kişinin hikâyesidir. Çerkes insanlara ait. Çelebi’nin yazılarına göre, Doğu Avrupa’daki Çerkes halkı 1600’lü yıllarda İslam’ı tanımaya başlasa da, yaşamlarında paganizmin etkisinin devam etmesi nedeniyle heterodoks bir inanca sahipler ve özellikle ölülerin defnedilmesinde sorunlar yaşanan bir topluluktur. .

Çerkesya’nın oburları sadece geceleri ortaya çıkar ve insan kanını emerek hayatta kalırlar, kan emdikleri için cesetleri kırmızıdır. Dönem halkının günlük yaşamında yer edinen bu canlıların halk arasında avcıları da bulunmaktadır.

Çelebi, bir mezarda toprak hafifçe yarılırsa o toprakta obur olduğu düşünülür dedi. mezar kazıldığından beri Hakkında konuşmak. Vampir filmlerinden de bildiğimiz gibi kılıç darbelerinden veya farklı fiziksel darbelerden zarar görmeyen oburlar, avcılar tarafından mezarlarından çıkarılarak ancak kafaları kesilerek, kazık çakılarak veya yakılarak öldürülebilmektedir.

Vampir kavramı Batı edebiyatında ilk kez Batılı bir yazarın yazdığı bir şiirle duyulur. İlerleyen dönemlerde Osmanlı ve Avrupa etkileşimlerinin artmasıyla birlikte “upir” Kelime Avrupa’ya da yayılıyor. Böylece vampir hikayeleri ağızdan ağza yayılır ve günümüze kadar ulaşan kurguların temelini oluşturur.

Kaynaklar: Dergipark, Tatar Türklerinde Mitolojik Varlıklarla İlgili Mit ve İnanışlar, Kazan Tatar Türkçesinde Halk İnanışları

haber-eyupsultan.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu